Enfeksiyonlardan koruyan, obezite ya da astım gibi birçok hastalığın oluşumunu önleyen mucizevi gıda anne sütü…
Enfeksiyonlardan koruyan, obezite ya da astım gibi birçok hastalığın oluşumunu önleyen mucizevi gıda anne sütü…
İlk 6 ay başka hiçbir gıda olmaksızın anne sütü emen bebekler hayatlarına çok daha sağlıklı bir şekilde devam ediyor. Her annenin sütü bebeğinin özelliklerine göre şekilleniyor. Ve her birinde bebek için en ideal süt sağlanıyor. Emzirmenin sadece bebeğe değil anneye de faydası oldukça fazla. Kadın kanserlerinden korunmayı sağlıyor, kilo vermeyi hızlandırıyor. Acıbadem Kadıköy Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. İlkay Değerli, emzirmenin bebeğe ve anneye sağladığı faydaları anlattı.
Anne sütünün bebeğe sağladığı 6 yarar
Sağlıklı bir gelişim sağlıyor: İlk 6 ayında anne sütü, bebeğin D vitamini dışındaki tüm gereksinimlerini karşılıyor. Kolay sindirilen ve içeriği kana kolay geçen anne sütünün içerisinde bebeğin gelişimi için gerekli olan yağ asitleri yoğun bir şekilde bulunuyor. İçerdiği mineraller de bağırsaklardan kolay emiliyor. Özellikle A ve C vitamininden zengin anne sütü içerdiği laktoz sayesinde kalsiyum emilimi artıyor.
İlk süt enfeksiyonlardan koruyor: Kolostrum doğumdan sonraki ilk 72 saat içinde salgılanan süttür, Antikor içeriği oldukça yüksektir. Bu, bebeği enfeksiyonlardan koruyor ve bağışıklık sisteminin gelişimini hızlandırıyor. Özellikle üsye ve ishal sıklığını azaltıyor.
Obezite riskini azaltıyor: Anne sütü bebek için doğal sakinleştiricidir. Her zaman sterildir ve bebeğin ileri yaşlardaki obezite riskini azaltıyor.
Kolik daha az görünüyor: Anne sütü alan bebekler daha az kolik sorunu yaşıyor. Ayrıca diş, çene ve ağız gelişimine ait bozukluklara da daha az rastlanıyor.
Metabolik ve kronik hastalıkları engelliyor: Egzama, astım, Tip 1 diyabet , Multipl Skleroz, çölyak, ülseratif kolit,lenfoma ve bazı kanser türleri bebekken anne sütü ile beslenenlerde daha az görülüyor.
Zekayı geliştiriyor: ABD’ de yapılan son araştırmalara göre emzirilen bebekler daha zeki ve yetenekli oluyor.
Her annenin sütü bebeğine özeldir
Her annenin sütü kendi bebeğine uyacak ve yetecek şekildedir. Örneğin ikiz veya üçüz doğumlarda süt daha fazla salgılanıyor. Yine prematüre doğum yapmış bir kadının sütü prematüre bebeğine özel olarak üretiliyor. Sağlıklı beslenen annelerin süt kalitesi yükseliyor. Çünkü annenin beslenmesi süt kalitesini ve içeriğini doğrudan etkiliyor. Doğru beslenmeyen annede emzirme sırasında bir takım eksiklikler gelişiyor ya da sütün kalitesi düşebiliyor. Bu da bebeğin daha az kilo almasına neden oluyor. Ayrıca genetik faktörlere bağlı olarak sütün yağ içeriği de kişiden kişiye değişebiliyor.
Yiyecekler sütün tadını değiştirse de kalitesi etkilenmiyor
Annenin beslenme şekli özellikle aldığı gıdalar sütün tadında değişiklik yapabiliyor. Örneğin sarımsak, soğan, karnabahar, brokoli ve baharatlar hem sütün tadını değiştiriyor hem de kolik oluşumunu artırabiliyor. Ama hiçbir yiyecek sütün kalitesini bozmuyor. Ayrıca annenin parfüm ve kokulu sabunlar kullanması da bebeğin emmesini etkileyebiliyor. Regl olan annelerin çoğunda sütün tadının ve kokusunun değiştiği biliniyor. Bu dönemde pek çok bebek emmeyi red edebiliyor. Bu durumda anne sütü dışarı sağılarak bebeğin beslenmesine devam edilmeli.
Emzirirken diyet yapmayın ama aşırıya da kaçmayın!
Sütü arttıran en önemli besin sudur. Günde en az 2,5 – 3 litre su içilmeli. Ayrıca kalsiyumdan zengin olan süt, yoğurt ve peynirin düzenli olarak tüketilmesi, her gün 1 adet yumurta, 1 porsiyon etli sebze, meyve ve kurubaklagil yenmesi gerekiyor. Hamileyken yasak olan şarküteri gıdaları, kafein, sigara ve alkol emzirirken de alınmamalı, stres ve yorgunluktan da uzak durulmalıdır. Bu dönemde diyet yapılması önerilmiyor. Hamur işi ve tatlılardan uzak durmak gerekiyor.
Emzirme periyodu 3 saati geçmemeli
Yeni doğan bir bebeğin, mümkün olan en kısa sürede annesinin memesiyle tanıştırılması gerekiyor. Genellikle ilk 30 dakika, maksimum 2 saat içinde ise emzirme denenmelidir. Bu ilk tanışma faslından sonra bebek her ağladığı veya huzursuzlandığında emzirme denenmeli, ilk 1 ay iki emzirme arasındaki süre 3 saati geçmemeli.
Yanlış memeden emzirilen süt bebeğin gazlı olmasına neden oluyor
Emzirme sıklığı kadar, bebeği emzirdiğimiz göğüsleri belli bir ritimle değiştirmek de önemli. Çünkü anne sütü her zaman aynı değildir. Süt bebek ilk emdiğinde daha sıvıdır. Yani memeden ilk önce gelen süt su gibidir, daha çok laktoz (süt şekeri) içeriyor. Daha sonra ise daha yoğun yağlı bir hal alıyor, yani az laktoz içeriyor. Bu nedenle yeni doğan bebeklerde 2 saatte bir, 2.– 3. aydan sonra ise her 3 saatte bir süt verilen göğüs değiştirilmeli. Bu 2 ya da 3 saat içinde bebek isterse 3-4 sefer emebiliyor. Ama hep aynı göğsü emmelidir. 2-3 saat sonra diğer göğse geçilmelidir. Aksi halde eğer göğüs çok sık değiştirilirse bebek devamlı daha şekerli ve az yağlı olan ilk sütü içeceğinden dolayı hem tam olarak doymuyor hem de laktoz fazla olduğundan dolayı gaz ve pişikler oluyor. Bu nedenle 2-3 saatte sürekli aynı memeyi vererek o memedeki tüm sütün boşaltılması gerekiyor. Yeterli emmeyen bebeklerde akut dönemde tartı alımında azalma oluyor. Zamanla büyüme-gelişme yavaşlıyor. Uzun vadede ise sık üst solunum yolu enfeksiyonu, ishal ve kulak enfeksiyonları geçiriyorlar.
2 yaşından sonra emzirmek psikolojik ve fizyolojik sorunlara neden oluyor
Emzirmek genellikle 12-24 aya kadar öneriliyor. Ancak 3 yaş emzirmek için psikolojik sınırdır. 2 yaş sonrasında emzirmek büyüyen çocukta yeme ve içme sıkıntıları yaratabiliyor. Çocuğun anneye gerektiğinden fazla bağımlı olmasına ve kişiliğinin gelişmemesine neden olabiliyor. Ayrıca öz bakım ve becerilerinin gelişmesinde gecikmeye, 2 yaş civarı başlayan inat döneminin uzamasına, çocuğun “hayır” kelimesini geç öğrenmesine de zemin hazırlıyor. Yine uzun süre emzirme, bebeklerin süt dişlerinde aşınmaya, diş sürmede gecikmeye ve uyku problemlerine neden olabiliyor.
Emzirmenin anneye faydaları
Emzirmenin bebeğe olduğu kadar anneye de pek çok yararı bulunuyor;
Anne ile bebek arasındaki bağı güçlendiriyor.
Rahmin toparlanmasını hızlandırıyor.
Kilo vermeyi kolaylaştırıyor.
Endometrium, meme ve yumurtalık kanserine yakalanma riski düşüyor.